İbrahim, ortak arkadaşlarımız sayesinde beni Facebook’a ekledi. 2-3 ay sonra tanıştık, konuşmaya başladık. O kadar sempatik, tatlı bir adamdı ki beni aldı ve yaklaşık 10 ay çıktık. 29 yaşında ve dul olmasına rağmen her sözü ve eylemi beni büyüledi, ona aşık oldum. Ama 10 ay sonra ayrıldık. Başka bir kadın yüzünden aramızdaki diyalog çirkinleşmeye başlayınca sohbeti sonlandırdık, birbirimizden uzaklaştık. Tanışmadığımız bu 5 ay benim için zordu, hala aklımdaydım. Ondan başkasına ne ısınabildim ne de dokunabildim. Bir sürü yakışıklı ve sevimli erkek çıkma teklif ediyordu ama hiçbirini umursamıyordum. İbrahim’i Birtür’den aklımdan çıkaramıyordum, ister internette olsun ister normal olsun sürekli ondan haber alıyordum ve onu takip ediyordum…
Bir gün bana döneceğine dair umudumu kaybettiğimde İbrahim’den bir mesaj aldım. Aylardır nasıl olduğumu merak ettiğini söyledi. Şok oldum ve büyük bir neşe ve heyecan yaşadım. Sitem ve hakaretler dediğimde 2 ay boyunca bana yaptıklarını burnuma çektim. İbrahim benden vazgeçemedi. Sonunda dayanamadım ve tekrar görüşmeye başladım. Onunla birkaç kez tekrar seviştim. Tamamen rahatlamıştım, sevdiğim adamın tadını çıkarıyordum…
Oturduğumuz sitede karşımızdaki dairemiz yazdan beri bomboş. Bir sabah işe giderken, eşyaların hareket ettiğini gördüm. Taşıyıcıların kim olduğunu ya da ne olduklarını bilmiyordum. Kapıcıyla konuştuğumda, taşınanların 2 çocuklu bir aile olduğunu ve İzmir’den geldiklerini öğrendim. Mesaj atarak merdivenlerden aşağı iniyordum, apartmanın girişinde 30’lu yaşlarında yakışıklı, bakımlı, bakımlı bir adam sigara içiyordu. Sigara içmesi dikkatimi çekti, çok seksi bir duman çıkarıyordu. Gülümsedim, yanından geçip işe gittim.
Akşam eve geldiğimde annem mutfakta yemek pişirmişti ve “Hadi kızım, yemeği karşıya götür, daha yeni taşındılar, artık yiyecekleri yok.” dedim. Tepsiyi aldım ve karşı zili çaldım. Gergindim, sonuçta kim ya da ne olduğunu bilmiyorum. Kapüşonlu, çok çirkin olmayan tombul bir bayan kapıyı açtı ve gülümsedi. Tepsiyi uzattım ve “Hoş geldiniz, iyi şanslar…” ya da başka bir şey. Sana teşekkür etti. Biz kapıda sohbet ederken, o sigara içen adam geldi. Kocasıydı. “Merhaba!” içeri girdi. Kadına dedim ki, “Tabakları sonra verebilirsin…” ve ben ayrıldım. İlerleyen günlerde onlarla olan aile yakınlığımız arttı, akşamları çay içmek için birbirimize gelip giderdik. Daha sonra 6 yıllık evli olduklarını, 2 çocukları olduğunu, her ikisinin de erkek olduğunu öğrendik. Kadının adı Seda, adamın adı Mehmet’ti. İlerleyen günlerde annemin Seda ablamla yakınlığı da arttı.
Bir gün işten döndüm ve tuvalete gittim. Banyodan çıktığımda Seda’nın kız kardeşinin ağladığını ve anneme bir şeyler söylediğini duydum. Mehmet’le kötü bir ilişkisi olduğunu, seksten bıktığını, kocasının her gün seks yapmak istediğini, regl olduğu zaman arkadan istediğini, yapmadığı zaman evde huzursuzluk olduğunu söylüyordu. Şaşırdım ama ben, Mehmet’le kötü bir ilişkisi olduğunu, seksten bıktığını, kocasının her gün seks yapmak istediğini, regl olduğu zaman arkadan istediğini ve yapmadığı zaman evde huzursuzluk olduğunu söylüyordu. bunu o adamdan bekliyordum. Karizmatik bir adamdı, hem sesi hem de görünüşüyle sıkıcı bir tipti. Seda ve kız kardeşi düzenlenmiş bir şekilde evlendiler, bu yüzden aşk evliliği değildi. Zaman zaman kavgalar da oldu, büyük kavgalar…
Zamanla Mehmed’in bana karşı tutumlarının farklı olduğunu fark ettim. Kelimeler arasında kimse beni görmeden ve duymadan beni övüyor, “Çok şık görünüyorsun Nihan, neredesin böyle? Etrafınızdaki adamlar çok şanslı!” Gibi şeyler söylüyordu. Ben de bunları seviyorum ve onu bilerek azdırıyordum, sanki farkında değilmişim gibi önüne eğiliyordum, göğüslerimi gösteriyordum, onu delirtiyordum. Bana bir gece msn’de yazdı. Şaşırdım, msn’ime eklenmiş olmasına rağmen uzun süredir yazışmamıştık. Bana msn’de “Neden hala uyumadın? Sıcaktan mı?” Konuyu sekse getirmeye çalışmak gibi şeyler yazıyordu. Ama görmezden geliyordum. Bu yazışma bir süre devam etti ama istediğini alamadı.
Porno Hikayeleri
Bir keresinde sabah 8’de sınava girmiştim. Uzun bir mesafeydi, sınav merkezi Gölbaşı’na doğru bir yerdeydi. Annem, “Ağabeyin Mehmet seni terk etsin.” O sordu. Mehmet fırsatı kaçırır mıydı, elbette kabul etti. Arabasına bindik, taşındık. O konuşmuyordu, ben de konuşmuyordum. Saat sabahın 6’sı, ikimiz de uykuluyuz. Erkeklerin sabahları azgın olacağını söylerlerdi ama buna inanmazdım, gerçekten ters dönmüştü. Ön koltukta uyuyormuş gibi yapıp sikine bakıyordum. Mehmet de fark edilmeden bacaklarıma bakıyordu. Bacaklarımı hafifçe açtım. Mehmed’in soğuk bir ter içinde olduğunu fark ettim. Isındım, amım çok suluydu. Uyuduğuma inanması için elimden geleni yapıyordum. Elini bacağıma geçirmesi uzun sürmedi. Gözlerimi açtım ve ona tokat attım ve “Ne yapıyorsun? Sen deli misin? Sen de evlisin, yazıklar olsun sana!” Bağırdım.
Dedi ki, “Bırak şu ayakları kaltak, yanıyorsun bebeğim, anladığımı düşünmüyor musun, ateşli bir hatunsun, inkar etme, aylardır beni deli ediyorsun!” dedim. “Arabayı durdur, inmek istiyorum!” dedim. Arabayı kenara çekti ve dudaklarımı yaladı, aman tanrım, ne öpücük, dudaklarımı surat asıyordu. Gömleğimin düğmelerini açtı. Sanki hiç meme görmemiş gibi memelerimi surat asması beni deli ediyordu. Kendimi bıraktım, sadece alçak bir sesle, “Yapma!” Diyordum ki. Ama umursamadı. 10 dakika kadar göğüslerimi emdi ve elini eteğimin altındaki külotuma soktu, amımı okşadı, parmağını hafifçe dürttü. Zevkle inliyordum. Sınav falan aklımızdan çıkmıştı. Sabah arabayı yolun kenarına çektik ve sevişiyorduk. Neyse ki pencereler siyahtı ama yoldan geçen insanlar hiçbir şey göremiyordu.
Şimdi ne olursa olsun dedim ve kendimi ona bıraktım. Mehmet işini biliyordu, beni deli gibi öpüyor, okşuyor, çimdikliyordu. Zevkle delirmiştim. (Şimdi bunu yazarken bile yeniden alevlendim!). Bana bakire olup olmadığımı sordu. “Ben bakireyim!” dedim. Şaşırdı, “Ne, daha önce hiç sikilmedin mi?” diye sordu. “Onu arkadan sikeyim!” dedim. Gülümsedi, sevindi“ “Tamam, o muhteşem götü becerme sırası bende!”dedim. Fermuarını açtı, önce sikini ağzıma soktu ve bir süre ağzımı becerdi. İnanılmazdı, kocaman damarlı bir siki vardı. Sikini emerken Seda sürtüğünün çok şanslı olduğunu düşünüyordum…
Sonra araba koltuğunu eğdi ve külotumu dizlerime kadar çekerek beni yanıma uzattı. O da arkamdan geldi, sikini eline aldı, amımın suyunu göt deliğime yaydı ve sikiyle göt deliğimi zorlamaya başladı. Kendisi yumuşakça inlemeye başladığında yarı yoldaydı. Hafifçe ilerlerken, “Yıllardır böyle sikilmemiştim bebeğim!” diyordu. Sonra birdenbire kocaman aletini bıçakladı, hepsi kök saldı. Öleceğimi sanıyordum. Orospu kıçımı o kadar sert becermeye başladı ki deli gibiydi, “Acıyor, yavaş!” Söylememe rağmen durmadı. Açgözlülüğüm yüzünden neredeyse ağlıyordum ama yapabileceğim hiçbir şey yoktu, kendim istedim, katlanmak zorunda kaldım. Kıçımı pompalarken amımı okşuyordu. İnanılmaz tahrik olmuştum. Kıçımda deli gibi ileri geri giderken inliyor, “Lanet kıçını yiyeceğim, karım ol, seni her zaman sikeceğim, ateşli bebeğim, ohhh bebeğim!
Bir süre sonra manyak gibi boşalıyordum çünkü götümü sikerken amımla oynuyordu. Ayrıca sızan amcıklarım tarafından çok tahrik edildi ve aniden geğirdi ve spermini kıçıma fışkırttı. Böyle bir süre nefesimiz kesilmişti. Kendimize geldiğimizde hemen toparlandık. Hiç konuşmadık. Bir sigara yaktı ve direksiyona geçti. Bu arada sınav zamanım geçmişti, yetişemedik, geri döndük, tekrar Ankara’ya doğru yol aldık…
Mehmet’le gizli el sıkışmalarımız ve öpücüklerimiz diğer günlerde de devam etti. 2 Aydır kıçımı tekrar becermek için çıldırdı ama ben pes etmiyorum. Deliriyor. Bunu deneyimleyeceğimi düşünmemiştim, ama öyle. O da güzel…